İSRAİL 4. Bölüm – (24 Kasım 2016) – AKKA: NAPOLYON’U DURDURAN OSMANLI KENTİ
13 mins read

İSRAİL 4. Bölüm – (24 Kasım 2016) – AKKA: NAPOLYON’U DURDURAN OSMANLI KENTİ

UNESCO DÜNYA MİRASI: AKKA

Akka’da otelimiz deniz kıyısında, nefis bir plajın kenarında. Akşam karanlıkta gelince pek bir şey anlamamıştık. Sabah günışığıyla uyanınca manzaranın güzelliğiyle kendimizden geçtik. Aslında bu manzarayı bırakıp gitmek istemedik ama Akka bizi bekliyor.

Kahvaltıdan sonra, otobüsümüz bizi tarihi merkeze götürüyor. İlk durağımız Cezzar Ahmet Paşa Camii.

CEZZAR AHMET PAŞA

Arapçada deve kasabı anlamına gelen “cezzar”ın bir yöneticinin lakabı olması ilginç olsa gerek. Ancak rivayet olunur ki; bu lakap Ahmet Paşa tarafından ahaliye korku salmak için bizzat kendisi tarafından konulmuş. Halk arasında gaddarlığı ile tanındığı söyleniyor. Peki kimdir bu Cezzar Ahmet Paşa?

Osmanlı’da en alt basamaktan başlayan bir kişidir aslında Ahmet Paşa. Paşaların hizmetkârlığı sırasında göze girmiş ve yükselmeye başlamış. Savaşçı olmuş ve Bedevilere karşı savaşırken büyük başarılar kazanmış. Gel zaman git zaman, önce Beyrut savunmasında görevlendirilmiş, akabinde Akka ona emanet edilmiş. Akka muhafızı iken vezirlik ünvanı verilmiş ve Sayda Bölgesi beylerbeyliğine yükselmiş. Akka ve etrafındaki bölgenin tek komutanı olunca kenti güçlendirmeye başlamış. Kentin etrafını, halen Osmanlı surları diye anılan yüksek surlarla çevirmiş. 80 yaşlarında üstlendiği bu görevi başarıyla yerine getirirken, Avrupa’da fetihler yapan Napolyon’un Filistin merakı celbetmiş. Gemilerle gelip 1798’de Kudüs’ü alan Napolyon için Akka kolay lokma olarak düşünülmüş. İlk başta çok fazla gemi göndermemiş Bonaparte. Komutanlarına “gidip alın şu Akka’yı” demiş ve kendisi gitmemiş bile. Ancak sıkı bir savunma ile karşılaşıp birliklerini kaybedince, o güne kadar hiç yenilgi yüzü görmeyen Napolyon taşın sert olduğunu anlamış. 1799’da Akka’yı büyük bir güçle kuşatmış. İki ay süren kuşatmada Fransızlar büyük kayıplar vermiş. Cezzar Ahmet Paşa’nın dillere destan savunması sonucu 21 Mayıs 1799’da Fransızlar arkalarına bakmadan çekilmek zorunda kalmışlar.

Napolyon’un şöyle bir söz söylediği rivayet olunur; “Akka’da durdurulmasaydım, bütün doğuyu ele geçirebilirdim”. Yani, Cezzar Ahmet Paşa sadece Akka’yı değil bütün doğuyu Napolyon’dan kurtarmış olabilir. Bu büyük kuşatma ve savunmanın yaşandığı 1799 yılında Ahmet Cezzar Paşa’nın 91 yaşında olduğunu da not edelim. Zaten 5 yıl sonra 96 yaşında yaşama gözlerini yumacaktır. Ancak ölüm döşeğinde bile zihninin pırıl pırıl olduğu ve hiçbir bunama yaşamadığını yazıyor tarih kitapları. O çağda ortalama ömrün 40-50 yıl olduğu düşünülürse Ahmet Cezzar Paşa ortalamayı ikiye katlamış, hem de sağlıklı bir ömürle.

Gezimiz sırasında Cezzar Ahmet Paşa’nın yaptırdığı camii onarımdaydı. Dış cephesi kapalı olduğu için minaresi dışında göremedik. İçine girilebiliyordu ve fotoğraflarımız ile videolarımız göreve hazırdı.

AKKA TARİHİ ŞEHRİ TAM BİR OSMANLI KENTİ

1700’lü yıllarda dolaşmak için zaman yolculuğu yapmak yerine buyurun Akka’ya. Akka 1800’lerde nasıl bırakılmış ise halen öyle. Zarif ve sevimli bir tarihi şehir. Özgün tarihi dokusunu koruyabildiği için de bir Dünya Mirası. Sokaklarında gezmek çok keyifli. Çarşıları, limanı, surları, evleri sizi 200 yıl öncesine götürecek. Hele bir saat kulesi var ki, her taraftan kendini gösteren bir sanat abidesi. Bu saat kulesini görünce hemen İzmir’deki saat kulesi canlandı gözümüzde. Meğer varmış bir sebebi… Bu saat kulesi de İzmir’deki kardeşi ile aynı tarihte ve aynı sebeple, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit tarafından 1901 yılında, tahta çıkışının 25. yılı onuruna yaptırılmış. Kulenin taban kaidesi büyük bir han binası olduğu için görünüşü daha da heybetli.

AKKA TÜNELLERİ

Akka birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Özellikle haçlı seferlerinin uğrak noktası olmuş. Haçlılar bu sevimli liman kentini ele geçirdiğinde geride tapınak şövalyelerini bırakmış. Tapınak şövalyeleri, hükümranlıkları süresince Akka’yı korunaklı bir şehir haline getirmişler. En önemli yapıları da tüneller olmuş. Kale ve kaleden gizlice limana çıkabilmek için yapılan tüneller tarihi şehrin içinde, sağlam bir şekilde bugüne kadar gelmiş. Tünellerin içinden geçip limana çıkmak o zamanki yaşam hakkında değişik ipuçları veriyor.

AKKA KALESİ İÇİNDEKİ MÜZE MUTLAKA GEZİLMELİ

Akka kalesi ve içindeki müzeyi gezmeden Akka’dan ayrılmayın. Akka’da yaşayan medeniyetlerin hepsini çok güzel bir sunumla sergilemişler. Filmler, kostümler, silahlar, heykeller, tabloar, minyatürler v.s., çok etkileyici bir ortamda karşınızda. En az bir saatinizi bu güzel müzeye ayırmanızı tavsiye ederim.

AKKA’NIN ETNİK YAPISI

Akka, İsrail bölgesinde kalmasına rağmen ağırlıklı nüfus Araplardan oluşuyor. Ancak Arapların çoğu hıristiyan. Az bir Müslüman Arap da var. Kentte ayrıca Arap olmayan Hıristiyanlar, Dürziler ve Yahudiler de yaşamakta. Osmanlı’dan kalan camilerin fazlalığı, müslümanların baskın olduğu izlenimini verse de gerçekte azınlıktalar. Ancak ezanı yüksek tondan okuyarak baskın olma gayreti içindeler. Biz oradayken, İsrail hükümetinin ezanı yasaklama ile ilgili bir yasa önerisinin meclise geldiği haberi yayıldı. Hatta bunu protesto için yangınlar çıkarıldığını duyurdu haber ajansları. Biz, işin gerçeğini, Hayfa’ya giderken gördük.

AKKA İLE HAYFA

Akka ile Hayfa, bir körfezin iki ucunda birbirlerini karşıdan seyreden iki şehir. İzmir’in Göztepe’si ile Karşıyaka’sı gibi. Akka eski ve tarihi, Hayfa ise yeni ve modern bir şehir. Mesafe 50 km., arabayla 40 dakikada gidilebiliyor. Tabii normal şartlarda…

HAYFA YANIYOR

Bizim gittiğimiz gün şartlar anormal. Bir trafik var ki İstanbul trafiğini mumla aratır. Hayfa’ya giren köprüye girdik ve kaldık. Yok, ilerlemek mümkün değil. Fakat bir yandan da acı acı itfaiye sirenleri etrafı çınlatıyor. Bir baktık ki karşıki tepenin arkası kesif bir duman. Göğe yükselen dumanlardan o bölgede göz gözü görmez halde. Gerçeği öğreniyoruz; Hayfa’nın 13 ayrı yerinde yangınlar çıkartılmış. Belli ki kundaklama olayı. Kim yapmış, neden yapmış konusunda bize söylenen; Meclise sevkedilen ezan yasağını protesto eden Filistinliler tarafından yapıldığı. Bilemiyoruz kimin neden yaptığını ama sonradan yasa teklifinin meclisten geri çekildiğini öğreniyoruz.

hayfa-yaniyor
HAYFA YANIYOR

SORUN BİR DEĞİL Kİ

Aslında biz İsrail’e giderken başka türlü haberler vardı. İsrail’in işgali altındaki Filistin topraklarını duymuşsunuzdur. İşte bu topraklar üzerinde İsrail yıllardır ısrarla yerleşim yerleri inşa etmekte. Bu girişimler barışın altına konan bir dinamit gibi. Biz yoldayken de yeni bir yerleşim yeri inşası başlamış ama Obama çok sert bir çıkışla bu girişimin arkasında olmayacaklarını açıklamış. Netenyahu Obama’yı eleştiriyor ve sular ısınmaya başlıyordu. Nitekim sonradan BM Güvenlik Konseyi’nde bu konuda İsrail aleyhine alınan kararda ABD tarihte ilk defa çekimser kalarak kararın onaylanmasını sağlamış. İsrail için büyük şok yaratmış bu durum. Netenyahu karara uymayacaklarını açıkladı. Zaten hiçbir BM kararına uymadılar bugüne kadar. BM’nin nükleer silah üretiminin derhal durdurulması kararını bütün dünyanın gözünün içine baka baka çiğnediler. Sonra İran’a karşı alınan kararı savundular.

İsrail, büyük bir güç ve saygı duyulması gereken bir devlet, bu tartışılmaz. Ancak komşularının ve birlikte yaşadığı Filistinlilerin haklarını sürekli gaspederek tüm saygınlıklarını yitiriyorlar. İşin özünde, uyguladıkları baskıcı, silaha dayalı ve otoriter yargısız infaz rejimi, karşısındakini daha radikal ve uzlaşmaz hale getiriyor. Hamas bu nedenle uzlaşmaya yanaşmayan radikal bir örgüt. Hatta Dünya üzerindeki yaygınlaşan radikal islam hareketlerinin temelinde, İsrail’in haksızlığına rağmen büyük devletler tarafından korunması yatmakta. Bu durum büyük bir infial ve tepki doğurmakta, zaman zaman bu tepki kontrol edilemez hale gelmektedir.

Hayfa’daki yangın şehre girmemize imkân vermiyor. Programımızda Bahai Bahçeleri’nin gezilmesi ve Hayfa kent merkezi vardı.  Rehberimiz ve tur operatörümüz ani bir kararla geri dönmeye karar veriyorlar. Aldıkları bilgi şehre girişlerin tamamen kapatıldığı yönündeymiş. İlk yol ayrımından ayrılıp Akka’ya geri dönüyoruz.

AKKA’YI GEZMEYE DEVAM

Aslında Akka’nın her tarafını gezemediğimize üzülmüştük. Şimdi Akka’yı rahatlıkla dolaşacak zamanımız var. Liman bölgesi çok hoşumuza gitmişti. Ayrıntılı olarak turluyoruz bu güzel limanı.

Sonra çarşılar… Akka’nın en büyük çarşısının ismi “Türk Çarşısı”. Kendimizi bıraktık dükkanlara, mağazalara, sokaklara, Akka’nın güzelliğine, sakinliğine ve otantikliğine…

Sonraki yazımızda Hayfa, Tel Aviv ve Yafa’yı anlatacağız…

5. Bölüm; HAYFA, KAYSERİ, TEL AVİV VE YAFA (25 Kasım 2016)

8 thoughts on “İSRAİL 4. Bölüm – (24 Kasım 2016) – AKKA: NAPOLYON’U DURDURAN OSMANLI KENTİ

  1. paylaşım için teşekkürler.yanlız bu geziniz dahil diğer gezi yazılarınızdaki videoların hiçbirini açamıyorum.her üç bilgisayarımda açımıyor..neden olabilir teşekkürler.

  2. Emeklerinize ,bilgilerinize teşekkürler .Hepsi harika bilgiler.Çok sevgiler,saygılar.

  3. rio karnavalı yazsısı dahil hiçbir gezi yazınızda video açılmıyor.yüklenir gibi oluyor tekrar başa dönüyor.cevabınız için teşekkürler.

  4. murat bey tüm videolar açılıyor.emeğinize sağlık.teşekkürler.

levent gülcan için bir cevap yazınCevabı iptal et