İçeriğe geç

RUSYA (1. Bölüm) SAINT PETERSBURG’TAN MOSKOVA’YA GEMİ İLE YOLCULUK (9-20 Temmuz 2015)

Rusya’yı gezmeyi planladığımızda, Saint Petersburg – Moskova arasını gemi ile geçmenin daha iyi bir fikir olduğuna karar verdik. Böylece hem yemyeşil Volga kıyılarını görebilecek  hem de Rusya’nın köy ve kasabaları hakkında bilgi sahibi olabilecektik. İsabetli bir karar olmuş. İzmir’den Saint Petersburg’a uçtuk ve gemimize yerleştik. 4 gün doya doya Saint Petersburg. 5.gün gemimiz hareket etti. Önce Neva Nehri’nden kuzeye tırmandık. Ladoga Gölü, Mandrogi, Svir Nehri, Onega Gölü, Kiji Adası, Beyaz Göl, Grotzy, Rybinski Baraj Gölü ve Volga’ya giriş. Volga üzerinde de kanallar, köyler, kasabalar tam bir görsel şölen. Buna benzer bir nehir gezisini Mısır’da Nil Nehri’nde yapmıştık. O da harika idi.  Nehir sayesinde, Unesco Dünya Mirası olan Kiji Adası ve Yaroslav’ı da gezecek olmamız ayrı bir avantajdı. Volga üzerinden Moskova’ya ulaştık ve 2 gün de Moskova şehir gezisinden sonra yurda döndük.

Denizlerde seyir yapan cruise gemilerine oranla nehir gemileri aynı büyüklükte ve konforda değil. Gemi tabii ki çok daha küçük. Doğal olarak odalar da. Geminin ortak alanları, bar, lokanta, toplantı salonu gibi yerler sadece ihtiyacı karşılayacak büyüklükte. İşte gemimiz Leonid Krasin…

MEMNUNİYET

Sonuçta böyle bir geziyi tercih etmekten memnun kaldınız mı diye soracak olursanız; hem evet hem hayır diyebilirim. Zamanı bol olanlar için bu gezi tercih edilmelidir. Gemi ile St. Petersburg-Moskova (veya tersi) yolu 5 gün sürmektedir. İlk 4 gün St. Petersburg, 5-9. günler yolda 10 ve 11. günler Moskova ve 12. gün öğleden sonra dönüş. Zamanı kısıtlı olanlar, St. Petersburg-Moskova arasını uçakla geçmeli ve her iki şehre 4’er gün ayırıp 8 günde tamamlamalı.

Zamanı uygun olanlar için nehir gezisi biçilmiş kaftan. Sindire sindire gezmenin tüm keyfini yaşayabilirsiniz. İster güvertede manzarayı izler, fotoğraf çekersiniz, ister barda birkaç kadeh içki yudumlayıp sohbet edersiniz, ister geminin etrafında yürüyüş yapar ya da koşarsınız. Tercih ve keyif size ait.

Biz bu geziye Meftune ve Nurettin arkadaşlarımızla birlikte çıktık. Onlar gerçek sportmen. Neredeyse her gün gemi etrafında 10 km. yürüdüler ya da koştular.

Bu gezide Moskova’yı gezmek için az zaman kaldığına üzüldük. 10. gün öğleden sonra Moskova’ya varabildik. 12. gün öğlen havaalanına transfer olduk. Net olarak 2 gün Moskova’da geçirmiş olduk ve tabii ki yetmedi. Moskova’da zaman olmadığı için Lenin Mozolesi’nin önündeki kuyruğu göze alamadık. Bu turda Moskova’ya ilave 2 gün daha konulmalıydı.

SEYİR SIRASINDA DOĞA İLE BAŞ BAŞA

Gemi seyirdeyken sürekli ormanlık bölgelerin içinden geçtik. Rusya’nın doğal güzelliklerini sadece şehirlerini gezerek keşfedemezdik. Nehirlerin ve göllerin kıyısındaki evlerin güzelliği bizi büyüledi. Köyler, kasabalar birbirinden güzel. İklim zorlu olsa da insanlar huzur içinde yaşıyorlar. Nehir deyince ülkemizdeki nehirleri düşünmeyin. Bizim nehirlerimiz dar ve ulaşıma olanak vermiyor. Rusya’nın nehirlerinde ise devasa gemiler yük ve yolcu taşıyabiliyor. Nehir kenarlarında birçok yerleşim yeri var. Doğanın cömertliği ile her yer ayrı bir cennet. Balıkçılık çok yaygın. Birçok kamp yeri var. Yelkenli tekneler keyifle dolaşıyor. Marinalar var. Kendimi yormayayım, fotoğraflar daha iyi anlatır…

NEHİRLER GÖLLER…

Turizm şirketi bu turun adını Volga-Volga koymuş. Fakat gezinin son bölümünde, Moskova’ya yaklaşırken Volga Nehri’ne girdik. Oraya kadar diğer birçok nehir ve gölden geçtik. Şimdi haritayı inceleyin;

7007

Dikkat ederseniz nehirlerden önce kuzeye doğru çıkıyoruz. Neva Nehri’nden Avrupa’nın en büyük gölü olan Ladoga Gölü’ne, ardından Svir Nehri ile Avrupa’nın ikinci büyük gölü olan Onega Gölü’ne giriyoruz. Gölün en kuzeyinde Kiji (Kizhi) Adası’na uğruyoruz. Burası Alaska ile aynı enlemde. Sonra Beyaz Göl’e geçiyoruz ve oradan Rybinski Baraj Gölü’ne. Bu baraj gölü için bir şehir feda edilmiş. Rybinski’den sonra Volga Nehri’ne giriyoruz.

Baltık'tan Karadeniz'eMOSKOVA KANALI DÜNYA REKORU

Eskiden Volga Nehri ile Moskova Nehri arasında bir bağlantı yokmuş. İki nehir de kendi hallerinde akar dururmuş. Taaaa 1. Alexander zamanından beri bu iki nehri birleştirme düşüncesi varmış. Hatta başlanmış ama yarım kalmış. Sonra tekrar başlanmış ancak 1. Dünya Savaşı girmiş devreye ve yine yarım kalmış. Daha sonra Stalin zamanında rekor sayılacak bir sürede, 128 km.’lik bu kanalı 1932-1937 yılları arasında tam 4 yıl 8 ayda bitirmişler. 161 km.’lik Süveyş Kanalı’nın 10 sene, 77 km.’lik Panama Kanalı inşaatının da 10 sene sürdüğü ve 27.500 kişinin inşaat sırasında can verdiği düşünülünce Moskova Kanalı’nı takdir etmemek elde değil. Bu kanal sayesinde Baltık Denizi’nden Karadeniz’e kadar su yolundan gelinebilir.

SEVİYE HAVUZLARI

St. Petersburg deniz kıyısında ve rakım tabii ki 0. Moskova’da ise rakım 162 m. Yol boyunca değişik rakımlar arasında da seyahat yapılmakta. Dolayısıyla tam 17 tane seviye havuzu var yol boyunca.  İki tanesinde aşağı iniliyor, 15 tanesinde yukarı çıkılıyor. Gemi havuza giriyor. Yukarı çıkacaksa, kapılar kapandıktan sonra yavaş yavaş su bırakılıyor havuza. Gemi yükselmeye başlıyor. Öbür taraftaki nehrin seviyesine gelince kapak açılıyor ve gemi havuzdan çıkıyor. Seviye havuzlarının fotoğrafları biraz anlatıyor olayı. Aşağıdaki fotoğraflardan önce rehberimiz Alexander’ın verdiği çizime de göz atmanızı tavsiye ederim.

Volga Baltık Su Yolu

TARİH VE DİL DERSLERİ

Gemi seyirdeyken rehberimiz Alexander bize Rus tarihi ve Rusça dersleri verdi. Alexander Gürcistan Abhazya doğumlu bir Rus. Rusya’daki Türk okullarından birinde öğrenim görmüş ve çok güzel Türkçe öğrenmiş. Cana yakın, samimi, espirili, hiçbir konuyu atlamayan mükemmel bir rehber. Tekrar Rusya’ya gittiğimizde yardımcı olacak bizlere. Dersler sayesinde Kiril alfabesini söktük. Yani alfabeyi artık Latin alfabesine çevirebiliyoruz. Birkaç da Rusça kelime öğrendik. Nazdarovya şerefe demekmiş. Spasiba teşekkürler, krasnaye kırmızı demek. Kırmızı Rusça’da aynı zamanda güzel anlamına geliyormuş. Kızıl Meydan hep bildiğimiz gibi komünist anlamındaki kızıl değil “güzel meydan” demekmiş. Rusya’da çay ve limon istediğinizde işiniz kolay, çünkü aynen “çay” ve “limon” demeniz yeterli. Türkçe ile aynı.

RUS TARİHİ

Rus tarihi derslerinde, kuzey komşumuzun neden Ortodoks olduğunu daha iyi anlamış olduk. 864 yılında Kiril alfabesini kabul eden Slavlar uluslaşma aşamasına geçmişler. Fakat kurdukları devletlerin önemli bir düşmanı varmış; Bizans İmparatorluğu. Bir türlü Bizans İmparatorluğu ile baş edemeyen Ruslar çareyi Bizans’ın dayattığı Ortodoksluğu kabulde bulmuşlar ve 988 yılında Kiev Devleti’nin resmi dini olarak benimsemişler. Aynen Türklerin İslamiyeti kabul etmesi gibi. Orta Asya’da Çin’e karşı savaşan Türkler, 622 yılında İslamiyetin doğuşu ile birlikte karşılarında İslamiyeti yaymaya çalışan Arap ordularını bulmuşlar. Savaşıp durmuşlar. Sonunda, bakmışlar olmuyor, saldırılardan kurtulmak için 750 yılından sonra aşamalı olarak İslamiyeti kabul etmişler. Yani din hep kılıçla yayılmış işin özü.

Çarlık döneminde Rurik Hanedanlığı ve Romanov Hanedanlığı olarak birbirinin devamı iki ayrı hanedanlık tarafından yönetilen Rusya, 1905 yılına gelindiğinde büyük isyanlara sahne olmuş. St. Petersburg’ta ayaklanan işçilere karşı Kışlık Saray (Şu anda Hermitage Müzesi) önünde katliam yapılmış ve 1000’den fazla ölü 2000’den fazla yaralı ile tarihe “Kanlı Pazar” olarak geçmiştir. 1914 yılında başlayan 1. Dünya Savaşı’na emperyal hedefler ile İngiltere ve Fransa’nın yanında (İtilaf Devletleri) katılan Rusya’da giderek yükselen savaş karşıtı cephe Bolşevikler önderliğinde devrime dönüşmüş. Ekim 1917’de Lenin önderliğinde Çar’ı deviren Bolşevikler Sovyetler yönetimini kurmuş. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği 16 bağımsız ülke ve 20 özerk bölgenin birliği ile oluşarak 1991 yılına kadar geldi. Gorbaçov zamanında başlayan glasnost (açıklık) ve perestroyka (yeniden yapılanma) politikalarına dayanamayan siyasi yapı 1991’de dağıldı ve Rusya önderliğinde kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu’na dönüştü.

Bu kadar tarih bilgisinden sonra yazılarımıza 2. bölümde Saint Petersburg ile devam ediyoruz.

2 Yorumlar »

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: