MALTA’YA VEDA ZAMANI (28 Mart 2015)
Malta’ya veda zamanı. 1.5 ay kaldığımız Malta’dan biraz sonra ayrılıyoruz. Ağız alışkanlığı ile iyisiyle-kötüsüyle denir böyle durumlarda ama bizim hiç kötü anımız olmadı. Çok güzel anılarla dönüyoruz. Ha bir şey var tabii; mevsim. Buraya gelmek için doğru zaman Nisan-Haziran ile Eylül-Ekim arası imiş onu anladım. Sürekli kötü hava ile mücadele etsek de minicik adayı ezber ettik. Niçin mi gelinir Malta’ya? Her şeyden önce muhteşem bir doğası var. Birbirinden güzel koylar yatçılar için bir cennet. Deniz-güneş isteyenlere harika plajlar var. Ama ben en çok tarihi dokusundan etkilendim. 316 km2 yüzölçümü ile İzmir’in 40’ta biri kadar ama, Akdeniz’in tam ortasında olması nedeniyle, büyük medeniyetlerin hüküm sürdüğü bir yer olmuş. Bağımsızlıklarını İngiltere’den 1964’te alabilmişler. Beş bin yıllık tarihlerinde birçok medeniyetin izi her yerde yaşıyor. Kültürleri de tüm bu medeniyetler ile harmanlanmış. 2004’te AB’ye girmeleri ile refah seviyeleri daha da artmış. Turizm ve dil okulları en önemli gelir kaynakları. Nüfus 400 bin. İşsizlik sıfır. Hoşçakal rahat, mutlu ve güleryüzlü insanların ülkesi. Hoşçakal şövalyelerin adası. Hoşçakal Malta.