İçeriğe geç

KARMA BİR ŞEHİR : BÜKREŞ (19 – 22 Eylül 2014) (1. Bölüm)

Parlamento Binası

Parlamento Binası (Dünyanın 2. Büyük Binası – Kaçak Saray’dan Önce)

Zenginlik ve yoksulluk, estetik ve gudubet, büyüklük ve küçüklük, güzellik ve çirkinlik, ucuzluk ve pahalılık, dürüstlük ve üçkağıtçılık, yeşil ve beton, şehir içi parkları ve pıtrak gibi fırlayan sıvasız gecekonduları, nostalji ile fütürizm… Hepsi bir arada. Tam bir karma şehir Bükreş. Hepsi var. Nerden bakarsan orasını görürsün. Ben sevdim, ama eminim 5 yıl sonra gelince daha çok seveceğim. 1950’lerde gelseydim belki hayran olacaktım. Romanya’nın AB’ye girmesi Bükreş’in çehresini değiştirmeye başlamış ama tüm Avrupa’daki kriz burayı da derinden etkilemiş. Başlayan tüm projeler yarım kalmış, para beklemekte. Bu nedenle sokakta yürürken dikkat edin, tadilatı yarım kalmış yollarda çukurlar yüzünden seksek oynayarak yürümek zorundasınız. Yine de parklarıyla bisiklet yollarıyla yaşanası şehir olma yolunda ilerliyor Bükreş…

BÜKREŞ (19-22 Eylül 2014) (1. Bölüm)

19.09.2014 Cuma günü 13:30 uçağıyla İstanbul Sabiha Gökçen aktarmalı olarak Bükreş’e uçtuk. 15:30’da İstanbul’dan kalkan uçağımız bir saat sonra, 16:30’da Bükreş’e inmişti. Okuduklarımızdan öğrendiğimize göre taksilerle sıkı bir pazarlık yapmak gerekiyordu. Yine öğrendiğimize göre normali km. başına 1 Euro idi. Havaalanından şehir merkezine 16 km. imiş. Biz kendimizi 16 Euro’ya göre hazırladık.

ROMANYA PARASI VE TAKSİ ÜCRETLERİ

Romanya parası Lei ya da diğer değişle RON, ikisi de kullanılıyor. Halk Lei (Ley) demeyi tercih ediyor. Havaalanındaki döviz bürosundan Euro verip Lei aldık. 1 Euro 4,04 Lei’den bozuldu. Şehirdeki kurları görünce havaalanında döviz bozdurduğumuza pişman olduk. Şehirde 1 Euro 4,40 Lei’den bozduruluyor. Hatta TL bile bozdurma olanağı var. Havaalanında TL bozmuyorlardı. Şehirdeki döviz bürolarında 1.-TL 1,55 Lei.

bükreş 1Havaalanında döviz bozdurmak istememizin sebebi taksiye vereceğimiz paraydı. Halbuki Euro ile de ödeyebilirmişiz. Euro’yu da büyük bir memnuniyetle kabul ediyorlar. Taksiyle pazarlık edin denmesinin sebebi taksimetreyi pek çalıştırmak istememeleri. Takip etmek gerek. Birkaç kez Emine uyarmasaydı taksimetresiz gidecek ve taksiciyle papaz olacaktık. Taksimetreyi çalıştırsalar bile dolaştırıp yolu uzattığını anlamayabilirsiniz. Huylandığım bir takside cep telefonunun navigasyonunu çalıştırdım. Kaç km. olduğunu da söyledim. 1 km. 1 Euro olduğundan ödeyeceğim parayı bildiğimi ima ettim. Faydalı olduğunu tahmin ediyorum, hiç dolaştırmadan getirdi. Fakat ilk deneyimde, yani havaalanından şehre giderken, bu kuralı düşünerek yaptığımız pazarlıkta, 16 km. 16 Euro, yani 64 Lei olacağını hesaplayıp 60 Lei’ye tamam dedik. Son gün, havaalanına gelirken taksimetrede 33 Lei yazdığını görünce ödediğimiz iki kat para, “1 km. 1 Euro’dur” kuralının bile doğru olmadığını bize gösterdi.

 HAVAALANINDAN TAKSİYE NASIL BİNİLİR (UZMANLIK GEREKİYORMUŞ)

Bükreş’te ilginç bir taksi düzeni var. Taksiler şirketlere bağlı. Yaklaşık 20 civarında taksi şirketi var. Buna rağmen kaçak çalışan taksiler de varmış. Yani adam arabasını taksi rengine boyuyor, üzerine de bir taksi şirketinin ismini yazıyor, hatta bir yerden taksimetre de buluyor ve kaçak olarak çalışıyor. Kimse de onun kaçak olduğunu anlayamıyor. Fahiş fiyat istediğinde, fazla dolaştırdığında şirkete şikayet mi ediyorsunuz, bizde böyle bir taksi kayıtlı değil diyor şirket. Taksi plaka diye bir şey yok. Polisin elinde de tüm taksilerin plaka listesi olmadığı için hangisi kaçak anlamaya olanak yok. Romanya’da bu tür organizasyon bozuklukları vakayı adiyeden aslında. Havaalanında kaçak taksiyi engellemek için taksi makineleri koymuşlar. Biz havaalanından çıkar çıkmaz taksilerin başına gidip değnekçiye benzeyen adama bir taksi istediğimizi söylediğimizde, “içeriden fiş alacaksınız” deyince bir anlam veremedik. Yanımızdaki deneyimli bir başka Türk bize izah etti. Girdik içeri, 4 tane taksi makinesi var fiş veren. Her makinenin ekranında yaklaşık 5 şirketin logoları. Okuduklarımızdan en güvenilir şirketler diye öğrendiğimiz Speed veya Pelicanul şirketlerini arayıp bulduk ve logosonun üzerine basıp makineden çıkan fişi aldık. Taksinin numarası yazıyordu fişin üzerinde ve yaklaşık kaç dakika sonra orada olacağı… “Vay be, sisteme bak” dedik önce ama tam bir sistemsizlik olduğunu anlamak için çok fazla zaman geçmedi. Aynı şirketin başka bir arabası geldi ve şoför bizim fişe bakıp “tamam fark etmez, geçin” deyip bizim fişi cebine atınca, kural meraklısı olan ben şarladım tabii. “Ver fişimizi” dedim ve hadi güle güle anlamında işaret yaptım. Hemen değnekçi geldi ve taksicinin ne yaptığını sordu. Başka numara olduğunu gösterdim. “Farketmezdi aslında” demez mi… Eğer fark etmezse neden içerden fiş alınıyor? Bana “makineden fiş al diyen sen değil miydin be adam” diyecektim ama tuttum kendimi. Daha yeni inmişiz Bükreş’e, sinir bozmak için çok erken. Neyse, sonra fişteki numaralı taksimiz geldi. Numara plaka numarası değil, her taksinin yanında 3 rakamlı bir numara var. Demek ki her şirketin en fazla 999 adet taksisi olabiliyor. Tabii ki bu bir tahmin, o kadar ayrıntısı beni ilgilendirmiyor. Taksimiz geldi gelmesine ve biz de atladık hemen, yorulmuşuz ama bir baktık, yan camlarda sabit bir perde var. Önce kaldırmaya çalıştım, yok kalkmıyor. Şoföre kaldır dedik, “çıkmaz o” dedi. Camı açsak soğuk. Siyah delikli perde arkasından tanışmak zorunda kaldık Bükreş’le…

 BÜKREŞ VE ROMANYA

Romanya’nın nüfusu 22 milyon. Bükreş ise 2,2 milyon. Yani ülkenin tam yüzde onu Bükreş’te yaşıyor. Romanya, Osmanlı’nın tam olarak ilhak etmediği ama yönetimi altında bulundurduğu ülkelerden. Wallachia (Eflak), Moldavia (Boğdan) ve Transylvania (Erdel) olarak üç ayrı bölge, Osmanlı’nın tayin ettiği yerel prensliklerle yönetilmiş. Bükreş’te yerleşik Müslüman bir nüfus olmamış. Bu nedenle hiç cami yok. Müslümanlar Tulça ve Köstence’de yerleşmişler. Her ikisi de Karadeniz kıyısında. En önemli liman kenti Köstence (Constanta). Osmanlı-Rus harbi 1878’de (93 harbi) Osmanlı’nın yenilgisi ile sonuçlanınca Berlin Anlaşması uyarınca Romanya bağımsızlığını ilan etmiş. 1459 yılında kurulan Bükreş (aslında Bükreş isminin geçtiği ilk yazılı kaynağın tarihidir bu) 1659’da Osmanlı tarafından Eflak’ın başkenti ilan edilmiş. Çoğunluk Ortodoks. 18. Yüzyıldan sonra Osmanlı, Fener Rum Patrikanesi’nden yetişen yöneticileri göndermiş. Osmanlı’dan kalma Unirii Meydanı’daki bir han dışında bir eser göremedik.

 ŞEHİR MERKEZİ VE OTELİMİZ

Booking’ten, eski şehir merkezinde olduğunu görerek yer ayırttığımız otelimiz gerçekten tam eski şehrin dibindeymiş. Bir yandan da alışveriş merkezlerinin yanında. Hotel Europa Royale. 2012 yılında onarılarak hizmete girmiş bir eski bina. Binanın dışı eski görünümü aynen korunarak restore edilmiş. İçi ise tamamen yeniden yapılmış. Her şeyi ile gıcır gıcır bir otel. Özenilerek döşenmiş ve en kaliteli malzemeler kullanılmış. Derecelendirmesi 4 yıldız olmasına rağmen fiyatı 3 yıldızlık fiyat. Personel çok yardımcı ve güler yüzlü. Tavsiye ederiz. Odamıza çıkınca hayran olduk. En az 25 m² büyüklüğünde, küvetli kocaman bir banyosu olan odamız neredeyse 4 kişilik. Sessiz bir oda istediğimiz için arka sokağa bakan oda vermişler.  Odamızın penceresinden antik şehrin kalıntıları ve çok sevimli bir minik kilise gözüküyor. Keyfimiz gıcır. Saat 18:00’e varmış. Hava kararmadan eski kenti dolaşmak istiyoruz. Kısa bir dinlenmeden sonra kendimizi eski kentin sokaklarına bırakıyoruz. Gerisi 2. Bölümde…

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: