İçeriğe geç

KAMBOÇYA – SİEM REAP – ANGKOR WAT (05-07 Şubat 2015)

KISA KAMBOÇYA TARİHİ (YAKIN GEÇMİŞ)

Kamboçya, acılı ülke… Ülke Vietnam’la sürekli bir çekişme içinde olmuş yıllarca. Güneye inen Vietlerin ülkesi Vietnam, Mekong Deltası’na el koymuş Kamboçyalılara göre. Bu nedenle Vietnam ne yaparsa tersini yapmış Kamboçya ve bu politikanın epey zararını görmüş.

1975’te Vietnam Amerika’ya karşı zafer kazanınca ülkenin kuzeyi ve güneyi birleşmiş. Bu durum, güney Vietnam’daki haklarını tekrar elde etmeyi düşünen Kamboçyalılar için bir hayal kırıklığı olmuş aslında.

Vietnam yazımızda okuduysanız, kuzeyden güneye yardım götürmek için Ho Chi Minh Laos ve Kamboçyalı devrimcilerin desteğini alarak geçidi oluşturmuş. Kamboçya’da Ho Chi Minh gibi Marx ve Lenin yolundan giden komünistler önemli bir sayıya ulaşmış o dönemde. Ancak zamanında kralın generali olan Pol Pot Kızıl Khmerlerin safına geçince ordunun bütün imkanları da Mao’cu yani Çin yanlısı olan Kızıl Khmerlerin eline geçmiş.

1976’da tabanı olmasa da silah gücüyle yönetime gelen Mao’cu Kızıl Khmerler ülkede tam bir otoriter yönetim kurmuşlar. Şehirlerden köylere büyük bir göç başlatmış Pol Pot denilen zalim. Herkesi köylü yapmakmış hedefi. Yepyeni bir halk yaratacağı iddiasıyla yola çıkmış. Çin’in açık desteğiyle 1976-1979 yıllarında, kendisine karşı çıkan tam 2 milyon Kamboçyalıyı öldürmüş.

Ülkenin iyi yetişmiş, doktor, mühendis gibi üniversite mezunlarının tamamını köylerde sabana koşmuş. Gözlük dahi teknolojik alet sayılıp köylülüğe aykırı olduğu için yasaklanmış.

3 sene süren bu zalim ve insanlık dışı yönetim, ancak SSCB desteğindeki Vietnam’ın 1979’da ülkeyi işgali ile son bulabilmiş. Pol Pot, yandaşlarınca kuzeydeki Tayland sınırındaki dağlara kaçırılmış ve yıllarca orada saklanmış. 1998 yılında eceli ile ölmüş.

TARİHİ KAYIP, GELECEĞİ BELİRSİZ ÜLKE

Kamboçyalı yerel rehberimiz Kızıl Khmerlerin elinden kaçıp bir Budist manastırına sığınmış ve 5 yıl orada kalmış. Hayatı böyle kurtulmuş. Anlattığına göre, Pol Pot yönetimi, ülkede bir sıfır noktası yaratmak ve oradan yeni bir ülke inşa etmek için geçmişe dair ne varsa her şeyi yakıp yıkmış. Ülkedeki tüm tarih kitapları yakılmış, tüm eski heykeller yıkılmış, kitabeler kırılmış, geçmişe ait ne varsa yok edilmiş. Kamboçyalılar şimdi tarihini yabancı kaynaklardan, Vietnam, Tayland ve Çin’deki yazılı eserlerden öğrenmeye çalışıyor. Ülkede okuma-yazma oranı %40. Dolayısıyla ülkede bir atılım yaratacak bilinç seviyesinin kısa zamanda oluşması olanaksız. İşte bu yüzden “tarihi kayıp geleceği belirsiz ülke” talihsiz Kamboçya.

SIRTINI ANGKOR WAT TAPINAKLARINA YASLAMIŞ ÜLKE

Kamboçya’nın bayrağında dahi Angkor Wat tapınaklarının simge kuleleri var. Bu tapınaklar ülkenin her şeyi. İnanılmaz turist çekiyor. 2014 yılında Unesco Dünya Mirası listesindeki eserler arasında bir numara olmuş.

ANGKOR WAT’I ANLATMAK ÇOK ZOR

Angkor aslında koskoca bir şehrin ismi. Wat tapınak demek. Angkor’un simgesi olan 3 kule bu şehrin en büyük ve etkileyici tapınağı. artık şehrin ismi de Angkor wat olmuş. 400 km² alanındaki bu dev şehirde birbirinden mükemmel tapınaklar, saraylar v.s. var. 1000’li yıllarda yapılmaya başlanmış ve 1100 yılında önemli bir nüfus burada yaşamaya başlamış. Yıllar içinde büyümüş, ancak 1431’de Ayutthaya’dan gelen Tay istilacılar kenti yakıp yıkmış ve yağmalamış. Bu tarihten itibaren Angkor Wat terkedilmiş.  400 yıl kimsenin ellemediği ve hayvanlara barınak olan şehir, 1800’lerde bir Fransız tarafından tesadüfen bulunuyor. Tabii 400 yıl boyunca doğanın tahribi epey olmuş ama yine de büyük bölümü ayakta kalmayı başarmış. Spunge isimli çabuk büyüyen ve kökleri çok yayılan bir ağaç türü kaplamış kentin çoğu yerini. Şimdi bir tartışmadır gidiyormuş; ağaçları kesip tarihi mi kurtaralım yoksa doğal gelişime el sürmeyelim mi?

Ankor Wat’ı, metrelerce duvarlardaki taş kabartma işçiliğini, duvarlar kazınmış heykellerini, kulelerini ve bir kulenin içine girince karşınıza çıkan 4 kuleyi, 4 tarafa bakan heykelleri anlatmak çok zor. Fotoğrafların da yetersiz kalacağını tahmin edersiniz. Oradan birçok kitap, CD v.s. aldım. Ama yine de gözlerinizle görmeden bu muhteşemliği anlayamazsınız. Gez dünyayı gör Angkor Wat’ı demek çok mu sıradan olur bilemiyorum ama en güzel tanımlayan söz de bu olsa gerek.

SİEM REAP, ANGKOR WAT SAYESİNDE KOZMOPOLİT BİR ŞEHİR

Siem Reap’in anlamı Kamboçya tarihinden geliyor. Önceleri Angkor’muş şehrin ismi. Kamboçyalılar, Siyamlılarla (şimdiki Tayland) giriştikleri büyük bir savaşta onları yenince şehrin ismi “yenilen Siyam” olmuş. Siem Reap, “yenilen Siyam” demekmiş. Şehir yabancıların yaşadığı kozmopolit bir şehir olmuş. Ancak satıcılar çok yapışkan.

Son gün tuk-tuk denilen motosiklet-taksi ile kenti gezdik. Çok güzel yerleri ile sefaletin kol gezdiği yerler yan yana. Birçok lüks otel turizmin gelişmekte olduğunun göstergesi.

Biz oradayken Unesco Dünya Mirası’nın Uluslararası Zirve Toplantısı Siem Reap’te yapılıyordu. Gidip Efes için biraz kulis yapalım… 🙂 🙂 (Galiba işe yaradı, bu toplantıda Efes seçilmiş). 🙂 🙂 🙂

KILLING FIELDS – ÖLÜM TARLALARI

Şehirdeki müzeyi geziyoruz. Ölüm müzesi. Ölümün de müzesi mi olurmuş demeyin. Binlerce kafatası ve kemik görünce yaşananlardan ders çıkarmak için böyle müze olurmuş diye düşünüyorsunuz.

Buyrun Kamboçya, Angkor Wat ve Siem Reap fotoğraflarını izlemeye…

2 Yorumlar »

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: