TAYLAND (1. Bölüm) – (4 – 19 Aralık 2015)
18 mins read

TAYLAND (1. Bölüm) – (4 – 19 Aralık 2015)

TAYLAND GEZİSİ HAZIRLIĞI

Tayland’a gitmeye karar verdiğimizde, turla mı gitsek yoksa kendi başımıza gezebilir miyiz diye araştırmaya başladık. Tayland 70 milyon nüfusuyla bize yakın bir ülke. Başkent Bangok 12 milyon nüfusa sahip dev bir şehir. Gezilecek yerleri saptayıp blogları okumaya başladık. Sonuçta kendi başımıza gezebileceğimize karar verdik. Bütün otel ve uçak biletlerini gitmeden önce aldık. Önce başkent Bangok’ta 4 gün kaldık. Ardından Samui adasına uçtuk. 3 gün kaldıktan sonra Puket’e uçup 3 gün de orada kaldık. Son olarak Puket’ten feribotla Phi Phi adasına geçip 3 gün kaldık. İki günümüz de yolda geçti ve toplam 15 günlük geziyi tamamladığımızda çok güzel anılar ve çok özel yerleri görmüş olmanın doyumu vardı. Bu geziye 2-3 gün ilave ile Tayland’ın kuzeyindeki Chiang Mai de görülebilirmiş. Chiang Mai ve kuzey Tayland’ı başka bir sefere bıraktık.

İstanbul’dan Singapur Havayolları ile Singapur aktarmalı Bangok uçuşumuz, beklemelerle beraber 15 saat civarında sürdü. Aslında Singapur aktarma Bangok yolunu uzatıyor ama direk uçuştan bile daha uygun fiyatlı olması ilginçti.

TAYLANDLILARIN KRALİYET DÜŞKÜNLÜĞÜ

800px-Flag_of_Thailand.svg
TAYLAND BAYRAĞI
TAYLAND KRALİYET FLAMASI
TAYLAND KRALİYET FLAMASI

Bangok’a 5 aralık günü indik. Her taraf bayraklarla donatılmıştı. Kralın doğum günüymüş.  Krala “baba” diyorlar. Herkesin üstünde kraliyet rengi sarı tişörtler, kolları mavi. Sanki üniforma. Tişörtlerin üzerindeki yazı ilginç; “bike for dad”. Meğer kral trafik sorununu çözmek, hava kirliliğini engellemek ve sporu teşvik için bisikleti özendirmeye çalışıyormuş. O yüzden, tişörlerde, “kral için bisiklete binin” anlamında bu yazı yer alıyormuş. Fakat bu tişörtü giyenlerin çoğu yine motosiklet kullanmaya devam ediyordu. Aslında kralın önerisine uyup bisiklet kullananların başına gelenler akşam televizyonda gösteriliyordu; araba ve motorsikletlerin çarptığı bisikletlerden canını kurtaranlar şükrediyordu. Trafik gerçekten çok yoğun ve karmaşık. Trafik ışığı çok az. Ancak hakkını yemeyelim, Bangok’un birçok yerinde bisiklet yolları düzenlenmiş. Bu bisiklet yolları güvenli ama şehir merkezindeki trafiğe bisikletle çıkmak cesaret değil cehalet işi.

Bangok’ta ve sonrasında gördüğümüz adalarda, her yerde kralın büyük tabloları ve önünde küçük heykellerle süslemeler var. Her yer derken sadece bina içlerinde değil, sokaklarda, tapınaklarda, yani kelimenin tam anlamıyla her yerde…

Kral Bhumibol Adulyadej 88 yaşına giriyordu. Tüm ülkede 3 günlük resmi tatil ilan edilirmiş her doğum gününde. Hatta haziranda kutlanması gereken babalar günü bile kralın doğum günü olan 5 aralığa taşınmış. Kral Amerika’da doğmuş ve 1946 yılında 19 yaşında kral olmuş ama öğrenimi devam ettiği için 4 yıl sonra yetkileri almış. Amerika’da hukuk ve siyasal bilimler okumuş.  Tam 69 yıldır tahtta. Dünyada en uzun hüküm süren krallık ünvanı şu anda onda. En yaşlısı değil, çünkü Kraliçe II. Elisabeth 1926 doğumlu ve 89 yaşında. Adulyadej 1927 doğumlu ve 88 yaşında. Bu arada, 21 Nisan 2016’da II. Elisabeth 90 yaşına girecek. Bakalım kutlamalar nasıl olacak? Fakat eminim ki Adulyadej’in 90. yaş kutlamaları II. Elisabeth’ten bile daha görkemli olacaktır. Herhalde 90. yıl onuruna 3 gün değil bir hafta tatil ilan ederler. Fakat bize aykırı gelen tüm bu ritüellere rağmen halkın kralı sevdiğini ve saydığını söyleyebiliriz. Bu sevgi ve saygı derinden ve gerçek mi yoksa baskı sonucu mu bilemiyoruz. Krala hakaret ağır bir suçmuş. Kral kendini eleştiriye açık olarak niteliyormuş ama açıktan eleştirenin pek hayretmediği kesin. Biz oradayken ajanslara düşen bir habere göre, kral ile alay eden bir fotoğrafı facebookta paylaşan bir kişi tutuklanmış ve 32 yılla yargılanıyormuş (www.haberler.com).

Kutlamalardan derlediğimiz birkaç video aşağıda;

KISA TAYLAND TARİHİ

Kuzey Tayland’da 5000 yıl öncesine ait kalıntılar bulunmuş olsa da henüz incelemeler devam ettiğinden şu anda görmeye olanak yokmuş. İlk Tay toplulukları 11 ve 12. yüzyıllarda kuzey Tayland’da devlet kurmaya başlamışlar. 1230 yıllarında kurulan Sukhothai Krallığı, 1259 yılında kurulan Lana Krallığı bilinen ilk devletler. 1350’de kurulan Ayutthaya (2. bölüm yazımızda fotoğraflarıyla anlatılacak) ise 400 yıldan fazla süren varlığı ile doğunun en büyük uygarlıklarından biri olmuş. 1431’de şimdi Kamboçya sınırlarında bulunan Angkor‘u fethetmiş ve yağmalamışlar. Tarihleri boyunca komşuları Birmanlarla savaşmışlar. Toprakları bir genişlemiş, bir azalmış.

1766’ya kadar Çin-Hindistan arasındaki ticaretle oldukça zenginleşen ve batıyı örnek alarak gelişen bu uygarlığa en büyük darbe yine Birmanlardan gelmiş. 1766’da kuşatılan Ayutthaya, 14 aylık kuşatmanın ardından Nisan 1767’de Birmanlarca ele geçirilip yağmalanmış, yakılıp yıkılmış ve terkedilmiş.

Taksin isimli bir general tarafından tekrar toplanan ordu ile Birmanlar kovulmuş ama artık başkent, Bangok yakınlarındaki Thon Buri olmuş. Taksin’in krallığında ülke genişlemiş ama Taksin tam bir megaloman olup çıkmış. Ardından şizofrenik belirtiler gösterip akli melekelerini kaybettiği sonucuna varılınca 1782’de idam edilmiş.

Daha sonra Chakkri Hanedanlığı krallığın başına geçmiş olup halen de aynı soy devam etmektedir. 1932’de bir grup subayın darbesinden sonra (bu sırada ülkenin Siyam olan adı Tayland olarak değişmiş) tekrar kraliyetle devam ederken 2. Dünya Savaşı öncesi Japonya ile imzaladığı dostluk anlaşmasının bedelini, ülke Japon işgali ile ödemiş. Haliyle Japonya ve Almanya’nın yanında katılmış savaşa. Savaşın mağluplarından olmasına rağmen toprak kaybetmeden ve tazminat ödemeden aradan sıyrılmış.

1963-1973 yılları arasındaki Vietnam Savaşı’nda bütün varlığıyla Amerika’nın yanında yer almış, sadece üs vermekle kalmamış, tüm topraklarını Amerika’ya açmış, Amerika’nın lojistik olarak en yakındaki büyük desteği olmuş. Peki tarihinde Vietnam’dan hiç düşmanlık görmüş mü? Hayır. Peki nedendir Tayların Vietnam düşmanlığı? Nedeni yok. Kralın Amerika’da yetişmiş ve okumuş olması etken olmakla birlikte, babasının ve dedesinin de batı hayranı olduğunu, hatta 1. Dünya Savaşı’nda Fransa’ya destek için asker gönderdiğini, İngiltere’de okuyup yetiştiğini düşünürsek, bunun bir aile ve ülke geleneği olduğunu anlarız. Yani aynı kültürden ve gelenekten komşusu bile zorda olsa, Amerika ve batı uğruna Tayların yapmayacağı hiçbir şey yok.

Ülkede sözüm ona parlamenter sistem de kurulmuş ama ülke dışına sürgün edilen Taksin Şinavatra dışında hiçbir başbakan süresini tamamlayamamış. Ülke siyaseten tam olarak ikiye bölünmüş. Şinavatra’nın partisi kazanınca diğer partinin yandaşları sokağa inip günlerce protesto yapıyor ve başbakanı düşürüyor. Diğer parti iş başına geçtiğinde de Şinavatra yanlıları aynı şeyi yapıyor.

Son olarak 2011 yılındaki seçimlerde, sürgündeki lider Taksin Şinavatra’nın partisi, kızkardeşinin liderliğinde tartışmasız büyük bir zafer kazanmış. Başbakanlığa da başlamış ancak askeri ihtilalle devrilmiş.  Şu anda askeri yönetim kral ile birlikte ülkeyi yönetiyor ve ne zaman demokrasiye geçileceği belli değil.

TSUNAMİ

Tayland 2004 yılında büyük bir tsunami felaketiyle karşılaşıyor. Sahil beldeleri yerle bir oluyor. Binlerce insan ölüyor. Birçok yer yeniden sıfırdan kuruluyor. Özellikle turizm beldelerini vuran tsunami, Tayland’ın en büyük gelirini de yerle bir etmiş. Geçen 11 yılda fazlasıyla yeniden kurmuşlar. Fazlasıyla diyorum çünkü turizm olması gerekenden daha fazla gelişmiş ve kontrolsüz başıbozuk büyüme doğayı kirletmeye, hatta ölümle tehdit etmeye başlamış. Tayland’ın iyi yöneticilere ihtiyacı var. Düzensizlik dünya cennetlerini birer birer öldürmeden…

GEZİ ROTAMIZ

Tayland’da temel olarak 4 yeri gezdik. Temel olarak diyorum, çünkü yer yerin etrafındaki bir çok yeri de ayrıca dolaştık. Bangok gezimizde Ayutthaya, Yüzen Çarşı gibi, Phuket adasında James Bond adası ve Milli Park gibi v.s.

Tayland haritası şöyle;

Bizim gezdiğimiz Bangok, Samui, Phuket ve Phi Phi’nin haritadaki yerleri şöyle;

thailand_sm05

GEZİNİN MALİYETİ

Tayland Avrupa’ya göre ucuz bir ülke. Konaklama ve yeme-içme fiyatları gerçekten düşük. Bu nedenle sırt çantalı çok turist var. Her kesime hitap eden konaklama seçenekleri mevcut. Bizim tatil yerlerimizde “boş oda var” ibaresine alışkınızdır. Tayland’da ise “boş yatak var” veya “boş yer var” ibareleri ile sıkça karşılaştık. Koğuşta yatak da var, yatak yoksa kıvrılacak yer de var.

Biz 4 yıldızlı otelleri tercih ettik. İzmir’den İstanbul üzerinden Bangok gidiş-dönüş, Bangok-Samui uçağı, Samui-Phuket uçağı, Phuket-Phi Phi feribotu gidiş-dönüş, Phuket-Bangok uçağı, tüm yeme-içme, alış-veriş, taksi, turlar, geziler, tam olarak herşey dahil 15 günlük gezi , iki kişi 13.000.-TL’ye mal oldu. Otel fiyatları çok rahatlıkla aşağıya çekilip bu gezi 10.000.-TL’ye de çıkarılabilirdi.

TAYLAND’IN İKLİMİ

Tayland’da üç mevsim var; Sıcak, daha sıcak ve kavurucu sıcak. Kasım-şubat arası sıcak mevsim. Oranın kışı ama sıcaklık 28-30 derece arası. Haziran-ekim arası muson yağmurlarının görüldüğü ama sıcaklığın daha arttığı dönemmiş. En sıcak dönem ise mart-mayıs aylarıdır. Bu üç ay boyunca hem yağmur yağmazmış hem de kavurucu bir sıcak olurmuş. Yani eğer gideceksiniz kasım-şubat arasını seçmenizde fayda var.

TAYLANDLILARIN YUMUŞAKLIĞI VE TOPLUM YAPISI

Taylandlılar genelde çok sakin ve yumuşak başlı insanlar. Ülkede %90 ile hakim olan Budizmin buna sebep olduğu söyleniyor. Trafikte -ki bazen içinden çıkılmaz hale geliyor- bağıran insana rastlamadık. Fotoğraf çekilmesine hiçbir itirazları olmuyor. Biraz gülümseme ile bütün kapıları açabilirsiniz. Ellerinizi göğsünüzde parmaklarınız yukarıya bakacak şekilde birleştirip biraz eğilirseniz karşınızdakine saygı duyup teşekkür ettiğiniz anlamına gelir. Kuru bir “thank you”dan çok daha fazla kabul gören bir sevgi ifadesidir.

Tüm bunlara rağmen, azgın kapitalizmin yıprattığı toplum yapısına en iyi örnek de Taylandlılardan verilebilir. Sizi yolunuzdan çevirip kendisinden alış-veriş etmeniz için binbir türlü yalan söyleyebilirler. Taksiler taksimetrelerini açmaz. Siz on kere söyledikten sonra açmamakta direneneler sizi arabadan indirebilir.

Tayland’ın en takdir ettiğimiz yönü, kadınların toplumdaki güçlü varlığı oldu. Her alanda kadınlar ön plandalar. Yollarda motosikletlerin üzerinde, sokaklarda yiyecek satıcılığında, taksi şoförlüğünde, çöpçülükte, inşaat işçiliğinde, güvenlik görevlisi, polis v.s. hayatın her alanında canla başla çalışıyorlar. Gerçi uzak doğuda bu hep böyle. Vietnam, Laos ve Kamboçya’da da aynı şeyle karşılaşmıştık. Bunun sebebi neyse, mutlaka ama mutlaka ortaya çıkarıp tüm ülkelere yaymak lazım. Özellikle bizim gibi ülkelere.

TAYLAND’IN EKONOMİSİ VE PARASI

Tayland’ın çok şeffaf bir ekonomisi yok. Bu nedenle bazı kaynaklarda kişi başı gelir 8.000 dolar yazarken bazı kaynaklarda 4.000 dolar yazıyor. Biz ortalamasını alalım ve 6.000 dolar diyelim. Yoksulluk yaygın bir şekilde var. Özellikle başkent Bangok’un kenar mahallelerinde ciddi boyutta yoksulluk hakim. Fakat bir yandan da her gün büyüyen bir zenginlik var. Gelir uçurumu bizden bile fazla denilebilir. Pirinç ihracatında Vietnam ile Dünya birinciliğinde çekişiyorlar. Bir yıl Tayland birinci oluyormuş, diğer yıl Vietnam. Tayland’ın ikinci en büyük geliri turizm. Hindistan cevizi ve mamullerinin ihracatı da önemli bir yere gelmiş.

Tayland’ın parası Baht. Ülkede başka para pek geçmiyor. Dolar veya Euro ile alış veriş yapmıyorlar. 1.- TL 12.- Baht civarında idi. Her yerde döviz değişim büroları var ama erken kapanıyor. Kredi kartı ancak büyük mağazalarda geçiyor.

Ülkede en yaygın market Seven Eleven. Bakkal dükkanı gibi her köşe başında var. İkinci olarak Family Mart geliyor. Tesco da büyük marketçilikte yaygın. Oradaki ismi Tesco Lotus.

PAZARLIK YAPMADAN SU DAHİ ALMAYIN

Pazarlığın bizden daha yaygın olduğu ülkeler de varmış. Tayland’daki pazarlık çıtası çok yüksek. Etiketi 300 baht olan bir giysiyi 100 Baht’a alabilirsiniz. Dolayısıyla bütün turistler kazıklanma endişesi ile olabildiğince pazarlık yapıyor. Bu o kadar yaygın ki, turistler hızlarını alamayıp Seven Eleven’da bile pazarlık yapıyor. Bir an durup düşünseniz 1-2 lira için pazarlık yaptığınızı anlıyorsunuz ama öyle bir dürtü ki her söylenen rakam fazla diye kafanıza işlenmiş bir kere…

TAYLAND’DA ULAŞIM VE TAKSİLER

Başkent Bangok’ta metro ve skytrain ile trafik yoğunluğunu aşabilirsiniz. Skytrain yolların üzerinden işleyen tren. Şehir estetiğini ayaklar altına alan bir ulaşım aracı. Düşünün, en merkezi caddelerin üzerinden ikinci bir yol daha yapılıyor ve üzerinden tren işliyor. Beton, gürültü ve gökyüzünü göremeyen mahalleler… Tabii trafiği son derecede rahatlatıyor fakat bu çirkinlikten etkilenmemek için insanın gözünü kapatarak dolaşması lazım.

Tayland’da tuk-tuka da taksi diyorlar. Bizim taksi dediğimiz arabaların ise taksimetreli ve taksimetresiz olmak üzere iki çeşidi var. Taksi fiyatları genelde uygun. Ama sıkı bir pazarlık yapmanızda fayda var. Pembe renkteki taksilerin üzerinde taksimeter diye yazıyor ama pek açmak istemiyorlar. Birkaç kere uyarıdan sonra, eğer akşam trafiğindeyseniz sizi indirmeyi tercih edebilir. Müşterisi çok çünkü.

Bangok’un otobüsleri bizimkilere daha doğrusu belediye otobüslerine hiç benzemiyor. 30 yıl öncesinin şehirler arası otobüslerinin dökülmüş hali. Klimalı ve klimasız olmak üzere iki çeşidi var. Klimasızlar haliyle çok ucuz. Klimasız otobüslerin bazılarında hiç cam yok.

Bangok’un ortasından geçen Chao Phraya Nehri kenarında bir yere gideceksiniz en iyi tercih tekneleri kullanmak. Çok çeşitli tekneler nehrin her tarafına yolcu taşıyor.

Tabii isterseniz Tayland’ın yerel teknelerinden birini taksi gibi kiralayıp istediğiniz yere gidebilirsiniz. Biz 1 saat süren bir kanal turu için 600 Baht’a yani 50.-TL’ye kiraladık. Fiyatlar çok makul olmakla birlikte ilk verilen rakamın 1.200.-Baht olduğunu belirteyim ve pazarlıksız su dahi almayın lafını unutmamanızı tavsiye ederim. İşte Tayland’ın yerel teknesi;

DSC07630
SÜSLÜ BİR YEREL TEKNE

2. bölümde Bangkok’la devam edeceğiz…

3 thoughts on “TAYLAND (1. Bölüm) – (4 – 19 Aralık 2015)

  1. Bir seyyahın,bir edebiyatçı ustalığındaki bu akıcı gezi yazınız ve görselleri için içten teşekkürlerimi lütfen kabul edin.Size,kaleminize,objektifinize sonsuz seyahatler,güzellikler,netlikler dilerim.Sevgi ve saygılarımla.İyi ki varsınız.

Bir Cevap Yazın